Sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba, ben Deniz. GeminiLab kurucusuyum. Teknoloji kökenliyim ve çalışma hayatım boyunca farklı girişimlerde ürün yöneticiliği yaptım. Özellikle eğitim ve sağlık teknolojilerine ilgim olmuştur, ve bu iki alanı hep daha yakından takip etmişimdir diyebilirim.
GeminiLab girişiminizi kurarken ne gibi zorluklar yaşadınız, bunları nasıl çözdünüz?
Geçen yıl Mayıs ayında resmi olarak kuruldu şirketimiz ancak öncesinde büyük bir çalışma var ve emek var. İlk günden kişisel olarak maddi manevi epey yatırım yaptım GeminiLab’a. Yaptığımız iş biraz spesifik bir iş olduğu için doğru bilgiye ulaşamak diğer bir çok işe kıyasla biraz daha zor oldu sanırım. Yanlış bilgiyle zaman kaybımız oldu, veya aynı şekilde doğru bilgiyi alabileceğimiz kaynağa erişimimiz de zaman aldı. Biliyorsunuz ki evde sağlık çözümlerinin önemi Covid19 ile arttı ancak bizim kuruluş aşamamız tam da bu döneme denk geldiğinden yasaklar işimizi zorlaştırdı tabii ki. Ve maalesef zaman da kaybettirdi bize.
Tüm bunların yanında, tahmin edersiniz ki bir kadın girişimci olarak yaşadığım ayrıca zorluklar var. Önce kendinizi ispatlamanız gerektiği gibi 🙂 Örneğin bir çok kez gerçekten şirket yetkilisi olup olmadığıma dair sorgulandığımı hatırlıyorum, öyle ki bir üniversite hocamız imza sürküleri ve kimliğimi görmek istemişti. Göstermedim.
Bu liste uzar gider ancak yaptığınız işe inanıyorsanız, ticari çıkarımların yanında yaratabileceğiniz değer potansiyeli sizi heyecanlandırıyorsa, günün sonunda hepsini aşabiliyorsunuz. Ben ve çalışmaktan gurur duyduğum harika ekibim tam da bu noktada varız. Ayrıca, bize ilk günden inanan yatırımcımız Ceoenda Health&Food ile benzer vizyonu paylaşıyor olmamız da en büyük şansımız oldu diyebilirm.
İşin teknik altyapısını ve pazarlama ayağını kurarken nelere önem verdiniz?
Müşteri segmentini iyi tanımlamaya özen gösterdik. Kağıt üzerinde çalışan şeylerin pratik de çalışmadığını deneyimledik bir kaç kez, bu yüzden farklı farklı segmentleri deneyerek bizim servisimize harcama yapacak doğru kitleyi bulmaya çalıştık. Bunu doğru belirledikten sonra gerisi daha kolay zaten, onlara nasıl veya hangi yollarla erişebileceğimizi çıkardık tek tek. Şimdi de yavaş yavaş o planı uyguluyoruz.
Hem klinik çalışmalarında hem de teknolojik altyapımızda işin uzmanları yer aldığından, iş modelinin ihtiyaç duyduğu teknik altyapıyı kurma süreci daha rahat ilerledi. Sektöre yepyeni bir ürün getirdiğimizden, sağlık girişimlerinin tabii olduğu gerek sağlık bakanlığı gerek Avrupa Birliği regülasyonlarını sağlamak konusunda daha fazla titizdik. Doğru bilgiye, doğru kişiyle erişmek önemli bir nokta burada. Aksi halde çokça zaman kayıpları olacaktır.
Girişimcilere neler önerirsiniz?
Tabii ki her yaşta girişimci olmak mümkün ancak benim fırsat buldukça gençlere söylediğim bir şey var; 30’undan önce kendi işini kurmak üzere ciddi adımlar at, deneyip başarısız olmaktan korkma. Bizi motive eden doğru şeyi bulduğumuzda uzun vadeli planlar, sıkı çalışmak veya yeri geldikçe fedakarlık yapmak o kadar da zor olmuyor. Benim için GeminiLab’ın sosyal fayda yaratma potansiyeli en büyük motivasyonum oldu.
Ülkemizdeki Teknoloji odaklı girişimlerin artış hızını nasıl buluyorsunuz? Bunu daha da artırmak için neler yapılmalı? Üniversite, kurum, Devlet özelinde neler yapılabilir?
Çok daha iyi durumdayız, özellikle 2015’den sonra bence harika bir yükseliş var. Girişimciler de yatırımcılar da daha bilinçli artık. Şimdiden Dünya’ca bilinen bir çok girişimimiz var. Halka açılan girişim sayımız her geçen gün artıyor, en yakın örneğimiz dünya teknoloji borsası NASDAQ'ta halka arz edilen Hepsiburada. Gurur verici! Tabii ki daha uzun yolumuz vargidilecek, henüz küçük bir ekosistemiz ama güzel ilerlediğimize inanıyorum. Bu konuda Z kuşağına inancım yüksek 🙂
Her ne kadar işleyişi konusunda çok fazla pürüz olsa da Devlet destekleri de eskiye kıyasla arttı. Bazı üniversiteler öğrencilerine eğitimin ilk gününden girişimciliği aşılıyor, bu konuda Özyeğin Üniversitesin’den Erhan Erkut hocamız mükemmel bir örnek. Maalesef ki bir çok üniversite yolun epey gerisinde, özellikle Anadolu’daki üniversitelerde durum çok daha kötü. Benzer durum büyük kurumlarda da var. En köklü markaların girişimlere bu kadar uzak olmalarını görmek gerçekten üzücü. Bu kurumların “startup dinamiklerini” anlamadığını veya doğru değerlendirmediklerini düşünüyorum. Burada yerleşmiş dinazor algılarının büyük payı var bence ki bu daha da zorlaştırıyor işleri. Tecrübe ettiğim kadarıyla belli başı kurumlar dışında örnek olabilecek kurum-girişim bağı çok az.
Hal böyle olunca Üniversite-Kurum-Girişim bağının iyi kurulduğu örnek sayısı maalesef ki oldukça az. Bu kadar çarpıklığa rağmen bu kadar güzel işler çıkaran Türkiye girişim ekosistemi büyük bir alkışı hakediyor bence 🙂
Yakın planda gerçekleştireceğiniz projeler ve hedefiniz nedir?
Yurtdışına açılmak! Her anlamda işimizi ülkemiz dışına açmaya hazırız, doğru fırsatları değerlendiriyoruz şu anda. Bir kaç ciddi adımımız da var. Bunun yanında, GeminiLab iş modelini geliştirecek yeni ürünler üzerine de araştırmalar yapıyoruz.
PCkoloji okurlarına mesajınız nedir?
Karşımda beni dinleyen bir kitle olsa daha fazla girişimci okuyun dinleyin derdim herhalde. Girişim hikayeleri güzeldir, o girişimi girişimcisiyle tanımak daha güzeldir.
Instagram hesabı: https://www.instagram.com/geminilabco/