Bilim insanları, Güneş Sistemi’ne giren yıldızlararası cisimlerin Dünya için oluşturduğu çarpma riskine ilişkin yeni bir değerlendirme yayımladı. Michigan Eyalet Üniversitesi’nden Dr. Darryl Seligman liderliğindeki araştırmaya göre, yıldızlararası cisimler özellikle Dünya’nın ekvatora yakın bölgelerine daha fazla yöneliyor ve bu bölgelerde çarpma olasılığı belirgin şekilde artıyor.
Dr. Seligman liderliğindeki araştırma, yıldızlararası kökenli olası çarpan cisimlerin yörüngelerini, hızlarını ve geliş yönlerini detaylı bir şekilde modelledi. Bugüne kadar keşfedilen üç yıldızlararası cismin yanı sıra, Güneş Sistemi’nin tarihinde daha fazla yıldızlararası cismin olabileceğine işaret ediliyor.
Araştırmaya göre, yıldızlararası cisimlerin Dünya’ya en çok Güneş’in Samanyolu’ndaki hareket yönü olan “güneş zirvesi” ve Samanyolu’nun yer aldığı galaktik düzlemden gelme olasılığı bulunuyor. Yavaş hareket eden cisimler daha tehlikeli olabilir ve mevsimlerin de çarpma olasılığı üzerinde etkisi olduğu belirtiliyor.
Modellemeye göre, yıldızlararası cisimler Dünya’ya en çok ekvatora yakın bölgelerde düşüyor ve bu bölgede çarpma riski diğer bölgelere göre daha yüksek. Ayrıca kuzey yarımkürede de risk bir miktar artıyor. Araştırmacılar, bu durumun Dünya’nın dönüş ve yörünge dinamikleriyle ilişkili olduğunu ifade ediyor.
Araştırmacılar, yıldızlararası cisimlerin gerçek sayısının bilinmediğini ve bu nedenle çarpma sıklığına dair bir tahminde bulunmadıklarını vurguluyor. Ancak çalışma, hangi yönlerden gelebileceklerini ve Dünya’nın hangi bölgelerinde çarpma olasılığının arttığını anlamayı sağlıyor.
Bilim insanları, Vera Rubin Gözlemevi’nin inşa sürecinin devam etmesiyle yıldızlararası cisimlerin daha hassas şekilde izlenebileceğini ve bu çalışmanın gözlemevinin yapacağı tespitlerde yol gösterici olacağını belirtiyor.
Reklam & İşbirliği: [email protected]